Çok enteresan tipler görüyorum televizyonda bazen.
Adam kafayi takmis, iki gökdelenin arasina kalas koymus, üç gün orada yasiyor mesela. Veya üç
arkadas bir araya gelmisler dünyanin en büyük puzzle'ini yapiyorlar, Mona Lisa seklinde, tarla kadar!
Kimisi kafaya takip arka arkaya 73 hamburger yiyor, ötekisi kendini tabuta kapatip bir gün kaliyor
falan. Saçma sapan seyler.
Sarhos olursun, bu tür gariplikler yaparsin, anlarim. Ama bu insanlar oturup karar veriyorlar,
çalisiyorlar, çabaliyorlar, azim ve istekle hedefe kilitlenip basariyorlar. Neyi? Mesela 73 hamburger
yemeyi.
Kendi kendine bir gece önce ne düsünüyordur acaba bu adam?
"Basaracagim, basaracagim, bütün dünya için yapacagim bunu" diye...
O hirsi alip, baska bir yere yönlendirse belki çok basarili bir sporcu, beyin cerrahi, aktör falan olur, ama
o hamburger yemeyi veya ters takla atarak dört kilometre gitme rekorunu tercih ediyor.
Amaç Guiness Rekorlar kitabina geçmek ya.
Ama bir seyi unutuyorlar.
Guinness Rekorlar kitabina geçmek önemli degil ki, neyle geçtigin önemli.
Ileride torunlar falan ne düsünecek?
Kitapta alt alta yaziyor:
"Bilmemkimin, dünyanin en yüksek kulesini tasarlayarak bir mimari saheser yaratti.
Bilmemkimin, yazdigi oyun yedi bin üç yüz defa kapali gise oynadi.
Sizin dedeniz, 73 hamburger yedi."
Lütfen hirslarimizi kontrol edelim. Saçmasapan seyler için kendimizi paralamayalim.
9 Kasım 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder