Yine yer yerinden oynuyor.
Savas mavas degil bahsettigim, Sevgililer Günü!
Belki bu sene unutulur da, su sinir kirmizi kalpli esyalarla, "I love you'larla süslü ivir zivirla, afrodizyak
oldugunu iddia eden mönülerle, çikolatalarla, güllerle muhatap olmayiz diye ümit ettim. Ama bosuna!
Isin cilki çikmis bir kere. Son üç yüz yildir birbirinin gözünün içine bakmamis kari kocalar, iliskileri okul
çikisi sapirda-ta sapirdata hamburger yemekten ibaret ergenler, herkes Sevgililer Günü programi pesinde.
Yilbasindan beter.
Restoranlarda simdiden yer yok, kulüpler tiklim tiklim, barlar hincahinç.
Neyi kutluyorsunuz kardesim?
Yaptiginiz sey, dünya var oldugundan beri yapiliyor! Özel bir yetenek, sonradan ögrenilen bir beceri
gerektirmiyor ki. Bildigin hormon, herkeste var!
Dünyalilar ikiye ayrilir!
14 Subat'ta milyonlarca çiftin süslenip püslenip kikirdeyerek
lokalleri doldurmasi yetmiyormus gibi, o gece yalnizlar için de partiler düzenlenmesi gelenek oldu.
Genç bekâr özgür kadinlar partileri, genç kalan bekâr özgür kadinlar partileri, aranan erkekler partileri,
ümitsiz bekârlar partileri, biz bize yeteriz partileri...
Yani, o gece sevgili degilsen, illa ki diger sevgilisizlerle birlikte aci-tatli, traji-komik, ama ne olursa olsun
"mutlulugu tam anlamiyla bulamamislik" temali bir gece geçirmek zorundasin.
365 gün sehirlerde çesit çesit insan gezerken (bekâr, evli, bosanmis, gecelik iliskiler yasayan, ayrilmak
üzere, evli ve sikilmis, âsik ama mutsuz, iliskide ama aldatan, taze çift olmus, kimseyi bulamamis, kimseyi
istememis, monogam, poligam, homoseksüel, heteroseksüel, nemfoman, frijit, her neyse...) 14 Subat
günü, sadece ikiye ayriliyoruz: Çiftler ve tekler!
Çiftsen, hediye alacaksin, yemek yiyeceksin, çikolatalara, güllere, internet kartlarina; bütçen, kültürün,
aliskanliklarin neye uygunsa, bir seylere para ve/veya zaman harcayip, iliski pek güzelmis, herkes asikmis
gibi yapacaksin. Bu esnada bir yandan da "tek"lere bakip kendini daha iyi, daha sansli, daha "normal"
hissedeceksin.
Teksen, hayatindan çok memnun olsan bile "Acaba kaçirdigim bir seyler var mi? Biri olsaydi daha mi iyi
olurdu?" gibi süphelere düsecek, isteyerek veya mecburen, senin gibi "tek"lerle programlar yapacaksin.
Eski sevgilileri aniyoruz!
Halbuki Sevgililer Günü'nün mantigi en basindan yanlis kurulmus!
Diger özel günlere bir bakin: Anneler Günü, Babalar Günü, Ögretmenler Günü...
Üzerimizde hakki olan, bize vakit ve emek harcamis, ama artik eskisi gibi ilgilenemedigimiz yakinlarin
hatirlanmasi, onore edilmesi üzerine kurulmus dogru formüller.
Bu mantiga göre, Sevgililer Günü'nde de eski sevgililerin kutlanmasi gerekmez mi?
Kavgali ayrilmis olabilirsiniz. Ögretmenlerinizle ilgili son aniniz neydi? Veya annenizle hiç mi birbirinize
girmediniz? Olur böyle seyler. Ne de olsa eski sevgilidir, hos görmek lazim!
Tabii, benim formülümde, bazi skorer arkadaslar büyük müsküllerle karsilasabilirler. "Bir gün içinde
hangi birine hediye alacaksin, hangisini arayacaksin. Haftalar yetmez!" diyebilirler.
Burada da ayni prensip geçerli olmali.
Harcanan emek ve zaman, eski sevgililerin önceligini belirler.
En uzun beraberlikleri seçtikten sonra, isimleri emek kriterine göre eleyin. Geçmiste ödevlerinize yardim
etmis, size araba kullanmayi ögretmis, yemek yapmis, evinizi yerlestirmis veya hayatiniza buna benzer
katkilari olmus isimleri, o gün, en azindan bir demet çiçek veya bir telefonla aramaniz hos bir jest
olacaktir! Bunlardan kendini en çok helak etmis olanini da bir yemege çikariverin. 14 Subat mana
kazansin.
Ayrica eski sevgiliyle yenen yemegin, klasik Sevgililer Günü programlarindan daha heyecanli ve daha
dedikodulu olacagi kesindir.
Bu çözümün en parlak yani da su: Eski sevgiliyle program yapmak için tek veya çift olmaniz fark etmez.
Çiftseniz ve simdiki sevgili su koyuverirse, suçu hemen bana atabilirsiniz.
Ama zannetmiyorum. Bu degisiklik, onun da isine gelebilir!
Kahve falinin püf noktalari!
Derslere basliyorum. Artik siz de evde deneyebilirsiniz. Kisa zamanda daha popüler, sevilen, aranan bir
insan olmaniz isten bile degil!
Türk kahvesine olan ve maraz sinirlarini zorlayan merakimi biliyorsunuz.
Gün içinde Türk kahvesi içmeyi biraktigim dakikalar, göz seyirmesi, sinirlilik, çarpinti, ter basmasi
belirtilerinin basladigi anlara denk geliyor! Tadinda birakamiyorum yani!
Ne var ki, birçok kahve meraklisinin aksine, kahve fali dendiginde yüzümde müstehzi bir gülüs beliriyor!
Bana hep garip gelmistir. "Filanca süper kahve fali bakiyormus" dediklerinde etrafta bir dalgalanma olur,
insanlar siraya girer, ricalar eder, kahve fali konusunda basarisi yayilmis olan arkadasa türlü yalakalikla fal
baktirmaya çalisirlar! Öteki de kendini bir naza çeker ki... "Ay yorgunum", "Arka arkaya bakamam
ööyle", "Ancak ben bakmak istedigimde dogru çikiyor, ismarlama olmaz" gibilerinden... Kardesim,
yapacagin, kahve bulasigina bakarak, kafadan bir seyler atmak. Ne yorgunlugu?!
Fal hakuranlarin hâli daha da beterdir. Tutup "Biliyor mu-
_
sunuz, her saniye su kadar yagmur ormani yok oluyor" desen "Hadi len" tepkisi verecek arkadaslar,
nedense kahve telvesinin fincanda biraktigi izlerin, gelecekleriyle ilgili ipuçlari verdigine, adlari kadar
emindirler!
Zaman zaman havami bulmak için ese dosta kahve fali bakmisligim vardir. Hatta çok isabetli tahminler
yaptigimi söyleyip, "medyum" özelliklerime saygi duyan arkadaslarim bile var. Bundan gurur duyuyor
muyum? (Palavra özelligimden degil, böyle arkadaslarim olmasindan.) Hayir!
Derslere basliyoruz!
Olay çok basittir aslinda. Siz de, asagidaki tavsiyelerle, bir kahve falcisi olup, belli basli ortamlarda
popüler hâle gelebilirsiniz.
Fincana bakip, "Aaa, senin bir düsmanin var" diye baslayin ve fal meraklisini o dakikada kazanin.
"Hatta hemcinsin" diye devam edin. Herkesin gicik oldugu bir hemcinsi vardir mutlaka. Isi abartip "Sana
yakin bir çevreden, ya aile, akraba veya isyerinde" diyebilirsiniz. Baska ne olacak ki? Ya is arkadasi, ya
patron, ya kayinvalide, kayinço, görümce mörümce...
Elbette "Nerede, hani?" falan diyen bazi ukalalar çikacaktir. Fincanin içinde gelisigüzel bir telvelenmeyi
isaret ederek "E sekerim bak, yilan çikmis, atmaca kanadi çikmis, kedi çikmis, senin arkanda bööyle uzun
saçli kadin çikmis" gibilerinden süphe götürmeyecek kanitlar sunabilirsiniz!
Bekârlarin, genel olarak, hayatta iki büyük derdi vardir: Para ve ask. Evlilerin, genel olarak, hayatta iki
büyük derdi vardir: Para ve çoluk çocuk.
Bu konularda herkesin sikintilari ve umutlari vardir. Fal meraklisinin medeni durumuna göre, "Para
konusunda sikinti var ama asilacak" ve/veya "Ask/çocuklar konusunda ufak tefek dertlerin var, takma
kafana, uzun vadeli degil, sonradan sevineceksin" deyin, isi bitirin!
Madem kahve fali biliyor ayagina yatiyorsunuz, jargona da
alisin. Mesela, ev yerine "hane" kelimesini kullanmak, sizi siradan insandan "gizli güçlere sahip gelecegi
gören yaratik"a terfi ettirecektir. "Evde ufak tefek dertler var" yerine "Hanende ufak tefek sikintilar var"
demenizi tavsiye ederim.
"Kalabaliklar içindesin, her kafadan bir ses çikiyor, hep
sine kulagini tika, kendi yolunda yürü" tavsiyesini yapip, fin
canin bol telveli, karisik desenli bir bölümünü delil olarak
sunmak her zaman ise yarar. Zira insan sosyal bir hayvandir
ve ister Istanbul borsasinda çalissin, ister otobüse binsin, ister
apartmanda otursun, illa ki bir "kalabaliklar içinde olma" du
rumu yasar.
Son olarak "senin yüregin kabarmis" kalibindan bahsetmek isterim.
Her kalip gibi, bu da kliselesme tehlikesi olan bir cümledir ve kullanirken dikkat etmeniz gerekir.
Mesela, fala böyle baslarsaniz, kimse sizi ciddiye almaz. Ama sonlara dogru, cümleyi evirip çevirip, "Bak,
aslinda klise bir laftir ama, fincanda da görüyorsun, bir yürek kabarmasi var hakikaten" derseniz daha
inandirici olur. Bu numarayi sokak kahvelerinde kullanmayin. Türk kahvesinin kilosu kaç para? Kahveci
yürek kabarmasi görüntüsü saglayacak kadar kahve koymamistir muhtemelen. O zaman da delil
gösteremezsiniz. Evlerde bakilan kahve fallarini tercih edin.
Artik kahve falinin krali sizsiniz. Kim tutar sizi?
Yine faydali bir yaziyla karsinizdaydim. Maksat okura hizmet, gerisi dünya mali ve dolayisiyle dünyada
kalir...
9 Kasım 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder