7 Kasım 2008 Cuma

GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | KABA KUVVETE KARŞI MIYIZ? KİME EL KALKAR, KİME KALKMAZ?

215.
Dayağı tadında bırakınız!
Eğer dayak yiyen kadınlar, hep ilkokuldaki gibi erkeklerle eşit güçlerde olsalardı, iş mahalle kavgasına döner miydi? Yoksa, o şartlarda, zaten erkekler mum gibi mi olurdu?
İlkokulda çok kavgacıydım!
Özellikle, kızlara kötü davranan oğlanları pata küte dövmeyi görev edinmiştim!
Elim de ağırdı galiba. Benden korkarlardı.
"Kızlar-erkekler savaşı" oyununu bu dönemde icat ettik. Kurallar çok basitti: Kızlar ve erkekler iki gruba ayrılıyor, "Hücum!" denince, herkes tarihi filmlerde gördüğü "Allah Allah!" sesleriyle birbirine saldırıp dövüşmeye başlıyor!
On beş dakikalık teneffüs bittiğinde, daha az ağlayan, pes etmeyen grup kazanmış oluyor.
Kazanan grup, ter içinde, saç baş dağılmış, siyah önlükleri tozdan bembeyaz, yakalar kopmuş, ama gururlu, sınıfa girip ders boyunca, karşı gruba ikide bir "N'aber, mahvettik sizi!" manasında dil çıkarıyor!
"Öteki", kızlar için bütün erkekler.
Erkekler için, bütün kızlar. O yaşlardayız.
"Karşı tarafa hissedilenler karışık.
Düşmanlık, merak, saldırganlık bir arada. Erkeklerin, beğendikleri kızların saçlarım çektikleri, ellerine kalem batırdıkları dönem.
Bir gün baktım ki kızların hepsini kıstırmışlar köşeye. Onlar ciyak ciyak ağlarken, oğlanlar hem gülüp hem tekme atıyorlar.
Kendimi kaybedip öyle bir giriştim ki, ders zili çaldığında hayal meyal gördüğüm şu sahneyi hatırlıyorum: Beslenme sepetinden hep muhallebi çıkan Mahmut, gözlüğü kırılmış, bir yandan ağlıyor, bir yandan da, "Ya haksızlık ya, Gülse gelmeseydi biz yeniyorduk savaşta!" diye yakınıyor.
Okulun demirbaşı olmuş, bizden üç yaş büyük ve boyu daha o yaşta neredeyse l .70'e varmış, mahallenin en çok vukuat çıkaran çocuğu, kavgalarda genellikle berabere kaldığım Gökhan ise, köşede salya sümük!
Ertesi gün, annesi geldi okula.
Beni Öğretmenler Odası'na çağırdılar.
Öğretmen, Gökhan, annesi, karşımda duruyorlar. •
Gökhan, enine boyuna, ikisinden de iri. Küskün küskün önüne bakıyor. İki katım hacminde. Önlüğü bile özel dikilmiş, çünkü onun boyuna göre önlük yok.
Bende de ponponlu çoraplar, saçlar iki yandan tutturulmuş.
Annesi, "Evladım, niye dövüyorsun Gökhan'ı?" der demez, odadaki diğer hocalar makarayı koyuverdiler!
"Bana ne!" dedim. "Önce o bana vurdu!"
Önce o bana vurdu!
Türkiye, kadın dövme istatistiklerinde birinci.
(Bunu her okuduğumda ilk kez duymuşum gibi irkiliyorum.)
Dünyada birinci olduğumuz başka bir şey var mı? Sanatla, bilimle, ekonomiyle ilgili bir konu mesela?
Son haber de tüy dikti: Dövmeyi abartmayalım, misvak veya mendille, hafifçe çarpmak kâfidir! Misvak malumuâliniz, o zamanın diş fırçası. Hafif, küçük bir alet. Maksat, terbiye etmek, uyarı, sembol.
Sebep: Kadının ailenin, evin huzurunu kaçırması.
Diyelim ki çorbanın tuzu fazla. E huzur mu kalır o evde?
Altında da çeşitli görüşler: "Evet doğrudur", "Yok, aslında tam öyle değildir."
Bir Batı ülkesinde bunun "tartışıldığını" düşünebiliyor musunuz?
İlkokuldaki gibi olsaydı, yani kadınlarla erkekler arasında fiziksel güç açısından pek fark olmasaydı, ne olurdu acaba?
Kadınlar "Önce o bana vurdu!" diyebilselerdi...
Kadın döven erkekler, kontr dayağı yiyince, Gökhan gibi korkup sinerler miydi?
Yoksa bizim ilkokulda yaptığımız, bir türlü galip gelinemeyen "savaş"lar mı başlardı evlerde?
Ve kadın dövme konusunda, yemek tarifi veriyormuş gibi, alet edevat tercihini konu eden insanları neyle dövmek lazım?
Misvak? Mendil? Beysbol sopası?
Sembolik olarak yani.
Huzur açısından...
Bayılırız kavgaya!
En küçük tatsızlıkta, yumruklar, tokatlar konuşur.
277
218
Sadece bunlar da değil, bizim yerel kavga figürlerimiz vardır.
Mesela göğüs darbesi, parmak uçlarıyla rakibin alnını itmek, bir de aralarından en popüleri: Kafa atmak!
Kafa atma işini anlamak zor.
Yani amaç, rakibin kafasını kırmak veya beyin sarsıntısına sebep olmaksa, aynı tehlike senin kafan için de geçerli değil mi?
Yumurta tokuşturmak gibi, yüzde elli şansın var.
Sonra işi çözdüm!
Adam, elbette, içgüdüsel olarak, en az kullandığı organını tehlikeye atıyor! Eline meline bir şey olsa mesela, Allah korusun, tespih çekip sigara bile içemez!




GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | Alıntıdır

Hiç yorum yok: