9 Kasım 2008 Pazar

Alisveriste "Hayir" diyebilmenin sirlari!

Doldurusa gelmeyin. "Ayy, çok iyi tasidiniz valla canim" kalibi, her satis elemanina ilk is gününde
ögretilir. Yemeyin bunlari!
Uzun zamandir alisverise çikmamistim. Bu yüzden de sanki eglenceli bir ismis gibi kalmis aklimda!
Siz öyle dizilerde, g.a.g.'da falan car car konustuguma bakmayin.
Aslinda öyle önüne gelenle sohbetler eden, durduk yerde espriler, komiklikler yapan biri degilimdir.
Mahcup bir insanim yerine göre.
Bu yüzden alisveris esnasinda da basima gelmedik kalmiyor.
Agzi laf yapan, becerikli satis elemanlari karsisinda "Ehi höhö, kem küm" diye kaliveriyorum.
Gerçekten israrci bir eleman bana snowboard, lobut, köpek mamasi kabi ve tenis ayakkabisindan
olusan bir set (nasil setse o!) satabilir örnegin. Spor yapmak ve evde hayvan beslemekle ilgili fikirlerim,
malumunuz!
Kiyafet ve kozmetik konusunda ne istedigini bilmeyen, sü-' rekli fikir degistiren biri oldugumdan, beni
ayartmak da çok
kolaydir. Satis elemaninin, kopya vermek gibi olmasin, kisisellesmesi yeterli.
-Nemlendirici istiyorum, su markanin busu!
-Buyrun.
Normal bir alisverisin bu sekilde yürümesi gerekir degil mi? Oysa bazi tecrübeli elemanlar kopup
giderler.
-Nemlendirici istiyorum, su markanin busu!
-Göz çevreniz için ne kullaniyorsunuz?
-Falancayi.
-Ama o kirisiklik için. Sizde morluk var. Maske yapiyor musunuz?
-Ha?
-Bir de tabii kapatici lazim. Bunu televizyona çikan bütün müsterilerim kullaniyorlar, (bu taktik yeni
basladi) çok memnunlar. Bitki özlü oldugu için faydali, içindeki fanfin-fon granülleri de piriltili oldugundan,
pigmentleri alafortan-foni yapip yasi küçültüyor!
-Haaa, hadi ya?
-Tabii, bakin (sürüyor) görüyor musunuz?
(Aynada sadece tereddütlü bir surat görüyorum ama...)
-Ben bir nemlendirici...
-Bu üçünü bir arada alirsaniz, yüzde yirmi indirim var, yaninda da (evde yüz yirmi tane olan ve
çekmecelerin kapanmasini engelleyen, ne küçük ne büyük, kullanissiz boy) makyaj çantasi veriyoruz!
-E o zaman...
-Kasaya götürüyorum, güle güle kullanin! Saçiniz için bir sey?
-Hö?
Kiyafet konusunda, idareyi ele alan bir eleman, bana dükkâni satin aldirtabilir. Ama zevkli ve zeki biri
olacak. Yani "Sööle bir salvar ister misin canim? Çok moda bu sene, Gizem Özdilli de aldi bundan dün..."
gibilerinden bir soruya benim verecegim cevap, "Haydi Allahaismarladik" olacaktir.
Baktiniz israr ediyor, favori bahanelerim olan, "Acelem var, sonra bakarim", "Çok pahali, mümkün degil",
"Buna çok benzeyen bir seyim zaten var", "En nefret ettigim renk budur", "Bunu ancak annem/kizim/kiz
kardesim giyer" den birini seçebilirsiniz.
"Sizi 16 yasinda gösterdi", "Gözlerinizin rengine uydu", "Canim bu kadarcik dekolteden ne çikar, herkes
giyiyor?" gibilerinden kaliplari yemiyoruz artik da...
Sak diye ne istedigimi anlayip, o tarzda alti tane kiyafet getiren satis elemanindan, sadece adalet yerini
bulsun, isini iyi yapan insan kazansin diye alisveris yaparim ben.
Vatikan'in neresindensin hemsehrim?!
Buralardan olmak havali bir sey degildir pek. Hep bir orijinallik, bir Batililik, bir "oralilik" aranir. Ama
tabii bu kadarini da hiç görmemistim.
"Nerelisin hemsehrim?"
En sevdigim kaliplardan biridir bu. Madem hemsehrin, nereli oldugu belli iste, senin sehrinden! Veya,
nereli oldugunu bilmedigin adama niye "hemsehrim" diyorsun, hemsehrim?
Ülkemi seviyorum!
Bir ülke düsünün ki, herkes üç asagi bes yukari ayni topraklardan geliyor, ama, neredeyse herkes,
kendini farkli, ender bulunan bir kültürden, cografyadan geliyormus gibi anlatmayi seviyor. "Efendim
benim dedemin annesi Giritli, onun için bizde çok enteresan bir yemek kültürü vardir!" gibilerinden. Yahu
dedenin annesi 200 yil önce yasamis. O kadar zaman. Bunun dedenin Artvinli baba tarafi vaar, öteki
dedenin, ne bileyim Konyali annesi var, ötekinin Karadenizli teyzesi var, yemek yapmak istemeyen yeni
gelinleri var, fast food kültürü vaar... O Girit usulü yemek tarifleri 1800'lerden beri ailede kaldiysa, vallahi
bravo!
Bir zamanlar sahne ve sanat dünyamizin ünlü kadinlarinda
Balkanlar'dan gelmis olma modasi vardi. Hepsi ya annenin baba tarafindan Yugoslav göçmeni, ya
babanin anneannesinin kuzeninden Bulgar falandi ne hikmetse! Hatta yanlis hatirlamiyorsam, Ajda
Pekkan, "Ben göçmen oldugum için bazi Türkçe kelimeleri telaffuzum çok zor, bu açigi kapatmak için
araya Fransizca Ingilizce serpistiriyorum" demisti, ilginç konusma tarzini açiklamak için. Belki de
gazeteciler abartmislardi, günahlari boynuna, ama o yillarda da uydurma magazin bu kadar yaygin degildi.
Bilmem artik.
"Benim anneannem/babaannem Çerkes/Gürcü" ifadesi de yaygindir kadinlar arasinda. Çerkes ve Gürcü
kizlari güzel olur derler ya.
Fakat tabii, bu kadarini hiç duymamistim. Magazin agziyla "sosyetenin taninmis playboy'larindan Ilker
Mengi, Pa-pa'yla akraba oldugunu açiklamis.
Dogrudur, zaten insan böyle bir seyi istese de uyduramaz. Ben daha çok bir röportaj sirasinda konu
buraya nasil gelir, onu merak ediyorum!
Ilker Mengi, gazeteciyi arayip 'Benim dedem Papa, bunu artik basinla paylasmak istedim, en
begendigim gazetesiniz, onun için ilk sizi aradim" mi dedi?
Eger öyleyse telefonun öbür ucundaki gazeteci, "Tabii tabii, benim amcam da Napolyon" deyip
kapatmadi mi? Neden?
Veya bambaska bir konu için röportaja gidildi de, "Hobileriniz nelerdir, Istanbul gece hayatinda
nerelere takilmak moda?" gibi sorular sorulurken, Ilker Bey de "Ya, bu arada ben Papa'nm akrabasiyim"
veya "Ben gece hayatindan anlamam, bana bunlarla gelmeyin, Vatikan'la ilgili sorunuz varsa
cevaplayayim" gibi bir cümleyle mi bahsi açti?!
Bana hep "Aslen nerelisiniz?" diye sorup, orijinal bir cevap beklerler. "Çerkesim, Gürcüyüm, Yugoslav
göçmeniyim, suyum buyum" gibilerinden, "istanbulluyum" deyince de asla tatmin olmazlar.
Ben sana nasil anlatayim simdi. Bir taraf Egeli. Usak, Aydin, falan o civarlardan. Öteki taraf Istanbullu,
ama kismen Ordulu. Zaten onlarin da birkaç kusak gerisine gidersen, ühü-üü. Türküz iste, bildigin Türk.
Zaten o hava atmak ve orijinal/medeni/güzel/f ar kli görünmek için söylenen, genellikle palavra veya
yüzde yirmi oranindaki etnik durumlardan da pek hayir gelmeyecegi geçtigimiz günlerde ortaya çikti.
Bilmiyorum "Aslen Vatikanli" vatandaslar da yakinda bir fislenme olayiyla karsi karsiya kalirlar mi? Belli
olmaz.

Hiç yorum yok: