Aldanmayın, yılmayın! Bodrum'da iyi müzik de var.
Bir gece Mercan Dede oradaydı. Hani tasavvuf müziği, doğu ezgileri ve dans ritmlerini birleştiren, yurtdışındaki ünlü partilerde çalan, asıl adı Arkın Ailen olan DJ.
Çok, ama çok iyiydi.
Biz onunla da yetinirdik ama...
Birdenbire seyircilerin arasından New York'ta yaşayan genç cazcı İlhan Erşahin (ki biz, eskiden, Village'de onun çaldığı kulübe cumartesi brunch'larma giderdik, hey gidi hey...) elinde saksafonuyla beliriverdi.
İki müzisyen ayaküstü, ama uzuun bir jam session yapıver-diler ki... Ortalık duman, herkes ayakta...
Bodrum birdenbire gerçek Bodrum oldu.
Benim sübjektif Bodrum'um...
O geceyi gördükten sonra, niye döndüm, nasıl döndüm bilinmez. Bende bu gazetecilik aşkı olmasa, bir de yıllık iznim bitme-se...
"Bodrum Gerçeği" yazılarım burada son buluyor. NİYE SEVİNİYORSUNUZ?
Tatil herkesi sevindirir. Bazıları için yoğun iş temposundan, okul' dan kurtulmak demektir.
Ev kadınları da çok heveslenir tatil zamanı gelsin de yazlığı gidelim diye..
Niye acaba?
Eğer ev işinden şikâyetçiysen, yazlıkta da aynı şey ola,cak.
Eğer ev işi yapmayan tiplerdensen, e zaten hiçbir şey yapmıyordun, tatil olunca ne değişti?
Bir de, her yazlık sitede var olan emekli amcalar çok sever yazlığa gitmeyi. Televizyonu balkona koymuşsun, denize gitmezsin, öğlenleri uyursun, hava 30 derece ama "esiyor" diye üstünde hırka, ayağında çorap.
O zaman kışlık evde otur, ne fark eder?
GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | Alıntıdır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder