Çocuk sahibi olan ailelerde reflekstir. Her şeyden önce, gidip bir video kamera alınır.
Bebeğin her dakikası kaydedilir, ilk adım, ilk doğum günü, ilk diş...
Bu aile filmlerinde, bebekler gayet doğaldır. Gülerler, zıplarlar, kamerayı yakalamaya çalışırlar. Çok şekerdirler.
Dolayısıyla onların dışında video kameraya kaydedilen herkes, salak durumuna düşer!
Kameranın yöneltildiği bütün dost ve akrabaların eli ayağına ka' nşır. Diyelim ki kamera amcayı çekmeye başladı. Amca önce el sal' lar, güler, bir adım ileri gidip dil çıkarır, çok zorda kalırsa "En büyük Cimbom!" gibi popülist sloganlara düşer! Derken, uzaklaşmayan kamera, koskoca amcayı, utanıp sıkılan, kötü espriler yapan, en sonun' da "Ya., çek şunu suratımdan be!" diyen gergin bir şaklabana do' nüştürür!
Böyle durumlarda, kameraya öpücük yollamak, bir başka yaki' na sarılıp, ondan güç alarak, resim çektiriyormuş gibi kol kola poz vermek ve çocukluktan kalan nanik hareketi, vakit kazandırıcı çözümlerdir.
Bu video çekimlerinin mutlu ettiği yegâne tipler, aslında sahne sanatçısı olması gerekirken, hasbelkader ev kadını olmuş, orta yaşlı hanımlardır. Özellikle bebek doğum günlerinde, müzik çalmaya başlar başlamaz, bebeği kaptıkları gibi ortada dans etmeye başlar' lar.
Kamera, seyirciler, müzik her şey vardır ve aslında bebek bir aksesuardır!
Hele bebek üç dört yaşına geldiyse ve kendi başına da dans edebiliyorsa, sahne sanatçısı ruhlu teyze, bebeği taşımadan, sadece elinden tutarak, daha özgür figürler yapma şansını da elde eder!
Şöyle veya böyle, bebekler eğlencelidir.
GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | Alıntıdır
7 Kasım 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder