Büyük şehirlerde o kadar rahat yaşıyoruz ki.
"Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda. Her yere otobüs' le, arabayla gidiliyor. Hayatımızın çoğu zaten kapalı binalarda ge-çiyor.
Aslında insanoğluna aykırı bir durum.
Zannediyorum bir taraftan doğayı, zor şartlan, avcılık alışkanli' ğımızı özlediğimiz için, bunu başka şekillerde tatmin ediyoruz.
Mesela giysilerle: Her tarafi cepli pantolonlar, kocaman kocaman botlar, sırt çantaları, asker montları.
Şehir İstanbul, her yer cadde sokak, park tek tuk, bahçeli ev çok ender, iklim yumuşak...
Böyle bir durumda altı çivili dağa tırmanma botlarının canı sıkılmaz mı?
149
Her şeye eyvallah, bu kıyafetlerin aynısından bebeklere niye ya-
pılıyor?
Bebek kamuflaj desenli rnontu ne yapacak?
Mamayla peşinden koşturan anneden mi saklanacak?
Cepli pantolonunun ceplerini ne yapacak? Çıngırağını, diş ka-sıma halkasını falan mı koyacak? Hani olur da Everest'in zirvesin' de bir diş kaşıntısı tutar, o basınç farkında hiç çekilmez!
Şehirliler olarak çok özeniyoruz zor doğa şartlarına. Oysa hiçbir cazip tarafı yok.
GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | Alıntıdr
7 Kasım 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder