7 Kasım 2008 Cuma

GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | MESAİ SAATLERİ

Mesai saatleri her mesleğe göre değişir.
Tabii en şanslılarımız, sabah dokuz akşam beş çalışıp, hafta son--lan da gezip tozan çoğunluktur.
Ancak her meslek böyle değildir. Gecelen çalışan insanların ha' yatını hep merak etmişimdir.
Mesela şarkıcılar, hatta çocuk şarkıcılar.
Anne babalar nasıl hallediyordur bu durumu acaba?
"Küçük Abdurrahman, oğlum, ben sana sabah olunca yatılacak demedim mi? Git uyu bakalım, çocuklar hava aydınlıkken ortada do' laşmaz! Gece programın var çocuum, ondan sonra serviste uyuyor' sun! Şarkı sözlerini unutacaksın, bak karışmam. Git uyu bakalım, aman da aman, Allah zihin açıklığı versin."
Tabii sadece şarkıcılardan değil vampirlerden de bahsetmek la' zım.
Bence biraz haksızlık ediliyor.
"Viuni zannediliyor ki, adamların soluk tenli olması, pelerin giymesi falan, ürkünçlüğün altını çizmek için.
Şimdi efendim, adam gece çalışıyor, gündüz uyuyor. Güneş gör' müyor. Yoksa istemez mi bronzlaşmak? işten güçten vakit mi var?
Ayrıca tabii pelerin giyecek, gece kıyafeti, abiye. Bunun soğuğu var, karı var, Transilvanya kışı var.
Mesleğinin gereği.
Eşofman mı giysin?
Bana sorarsanız, tercih ettiğim bir mesai saati yok. Neden der-en'z, saatle hiçbir problemim olamaz, ben mesaiye kılım!
GAYET CIDDIYIM! - Gülse Birsel | Alıntıdır

Hiç yorum yok: